Ana SayfaKarçal DergisiKarçal Dergisi Birinci Sayı1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) ve Artvin İle Batum’dan Göçler

Bunları da beğenebilirsin!

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) ve Artvin İle Batum’dan Göçler

Murat Kasap

 

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ve Batum Cephesi
Rumi takvim ile 1293 senesinde meydana gelen ve bundan dolayı 93 Harbi olarak tarihe geçen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Rumeli ve Anadolu/Kafkas Cephelerinde meydana gelmiş, savaşın ilk zamanlarında Osmanlı orduları Kafkasya ve Balkan Cephelerinde başarılar elde etmiş ancak bu başarılar devamlı olamamıştır. Plevne’nin düşmesi üzerine Ruslara İstanbul’un yolu açılmış ve Edirne’nin de ele geçirilmesiyle Rus ordusu İstanbul önlerine kadar gelmiştir. Kafkas Cephesi’nde Osmanlı ordusunun Sohumkale’deki başarılı deniz çıkarması, Gedikler ve Yahniler muharebelerini de kazanması savaşın seyrini değiştirmemiştir. Rumeli ve Kafkaslar’da savaşı kazanan Ruslar,  Batum cephesinde ise yenilmiştir.

Yüksek sıradağlar ile Karadeniz arasında Batum bölgesi,  içinde birbirine paralel akan ırmaklar ve bunların arasında sık ormanlarla kaplı ve aşılması güç sırt ve vadilerden oluşmakta idi.  Bu coğrafi özellikleri nedeniyle bölgede bir meydan savaşı yapılması mümkün değildi.  Bu nedenle daha önceki seferlerde olduğu gibi tepelerde ve önemli geçit noktaları üzerinde istihkâmlar yapılarak müdafaa yapılması bunun yanında sahilden donanma ile kara kuvvetlerinin desteklenmesi kararı alınmıştı. Kafkas Cephesi’nde, Batum’da teşkil olunan ordu komutanlığına önce Hasan Tahsin Paşa, daha sonra da Derviş Paşa getirildi. Ayrıca yerli halktan Asâkir-i Muavene Ordusu adıyla bir askeri birlik oluşturuldu. Asâkir-i Muavene Ordusu,  düzenli orduya destek amacıyla toplanan gönüllü kuvvetlere deniliyordu ve daha önceki savaşlarda da teşkil edilmişti. Batum Asâkir-i Muavene Ordusu kahir ekseriyeti bölgede yaşayan yerli Gürcü’ler ve Lazlardan oluşturulmuştur. Gürcü ümerasından Çürüksulu Ali Paşa, Lazistan eşrafından Hurşitbeyzade Ali Rıza Paşa, Acara eşrafından Himşiaşvili Şerif Bey gibi şahıslar, gönüllü kuvvetler toplanmasına öncülük etmişlerdir. Ayrıca diğer beyler ve medrese hocaları da gönüllü kuvvet toplayarak savaşa katılmışlardır. Asakir-i Muavene Ordusu komutanlığına Çürüksu/Kobuleti kasabası hanedanından Çürüksulu Tavdgiridze Ali Paşa ve yardımcılığına da kardeşi Tavdgiridze Osman Paşa tayin edilmiştir. Askeri tertibatın olmadığı Oltu, Livane ve Ardanuç taraflarında düşman süvarilerine ve çetelere karşı yerli halktan asker toplamak amacıyla Gürcü beylerinden Artvinli Dede Bey Ardanuç kaymakamı olarak görevlendirilmiştir.

Rus kuvvetlerinin 25 Nisan 1877 tarihinde Osmanlı-Rus sınırını aşarak ilerlemesiyle Batum cephesindeki savaş başlamıştır. Rus saldırıları Artvin ve Batum ahalisinden oluşturulan Asakir-i Muavene ordusu ve düzenli Osmanlı birlikleri tarafından savuşturulmuştur. Ancak alınan kısmi başarılar 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın kaderini Osmanlı Devleti lehine belirlemede yeterli olmamıştır. Özellikle Balkanlar’daki yenilgiler ve Rus ordusunun İstanbul’a yaklaşması üzerine Osmanlı Hükümeti’nin savaşın sonlandırılması hakkında talebi olmuş ve 31 Ocak 1878’de Edirne Mütarekesi imzalanmıştır. 3 Mart 1878’de imzalanan Ayastefanos ve 13 Temmuz 1878’de imzalanan Berlin Antlaşmalarında, Osmanlı Devleti’nin savaş tazminatı olarak 1.410.000.000 ruble ödemesi şartı getirilmişti. Savaş tazminatının 1.100.000.000 rublelik kısmına karşılık Rumeli’deki bazı yerler ile Kars, Ardahan ve Batum’un Rusya’ya bırakılmasına karar verilmiştir.  Yapılan anlaşmaya göre Rusya’ya terk edilen yerlerde yaşayan halk üç sene içerisinde mülklerini satıp Osmanlı Devleti topraklarına göç edebilecekti.

Çürüksulu Ali Paşa ve Asakiri Muavene, (İBB Atatürk Kitaplığı)

Göçler
Bölge halkının büyük çoğunluğu Rusya yönetiminde dinlerini ve kültürlerini yaşamayacakları ve Ruslar tarafından zulme ve asimilasyona uğrayacakları düşüncesiyle yüzyıllardır yaşadıkları ata topraklarından göç etmiştir. Ahaliden gelen dilekçelerde göçün sebepleri arasında yaklaşık bir asırdır Ruslarla kanlı bıçaklı oldukları ve daha önceki savaşlarda da gönüllü olarak Ruslara karşı savaştıklarından onlarla birlikte yaşamalarının mümkün olmadığı yazılıdır. Ahalinin bu düşünceye kapılmalarında Rusların Kafkasya’daki olumsuz uygulamalarının etkisi olmuştur. Ruslar Kafkasya’da yaşayan Müslümanları asimile etmek için birçok uygulama yapmıştır. Bazı bölgelerde ana dillerini unutturmak için Rus dili zorla öğretilmeye çalışılmıştır. Rus okulları açılarak Müslüman çocukları burada eğitilmeye başlanmış ancak bu okullarda İslam dinine ait kitapların okunması yasaklanmıştır. Haksızlığa uğrayan Müslümanların mahkemelere yaptıkları başvurular ise sonuçsuz kalmıştır. Haksız yere öldürülenler ve Sibirya’ya sürgüne gönderilenler de olmuştur.

Göç etmek isteyen ahali için üç yıllık bir süre tanınmış ve bu süre içerisinde göç edenlerin Osmanlı tebaası olarak kabul edilecekleri belirtilmiştir. Göçlerin büyük çoğunluğu deniz yolu ile gerçekleştirilmiştir. Göç edecek ahalinin önemli kısmı Batum Limanı’nda toplanmıştır. Osmanlı Devleti muhacirlerin Anadolu’ya gelmesi için genellikle İdare-i Mahsusa vapurlarından Medar, Asir, Medar-ı Tevfik, Nusretiye gibi vapurları göndermiştir. Bazı muhacir kafileleri ise karayolu ile Trabzon’a ulaşmış ve oradan vapurlara binmiştir. Artvin’in bazı kesimlerinden Erzincan, Erzurum, Malatya ve Diyarbakır gibi yörelere göç eden muhacirler ise karayolu ile zikredilen bölgelere gitmişlerdir.

Batum ve havalisinden göç eden muhacirler arasında gayrimüslim ahali yer almamaktadır, Osmanlı topraklarına göç etmek isteyen Ermenilere izin verilmemiştir. Bölgeden göç edenlerin tamamı Müslüman olup muhacirlerinin büyük çoğunluğu Batum muhaciri olarak kayıtlara geçmiştir.  Artvin ve Batum’dan göç edenler Gürcü ve Laz muhacirlerdir. Arşiv belgelerinde ayrıca Hemşin ve Batum Abaza muhacirleri ifadeleri de geçmektedir. Yaşanan bu göç hadisesi muhacirlik olarak kayıtlara geçmiş ve bu muhacirlere “93 Muhacirleri” denilmiştir. Günümüzde Artvin,  Borçka ve Murgul’dan göç eden muhacirlerin büyük kısmı Adapazarı, Balıkesir, Bursa, Düzce, İzmit, İstanbul, İzmit, Sinop ve Yalova gibi şehirlerde iskân edilmiştir. Şavşat muhacirleri ağırlıklı olarak Çorum, Diyarbakır, Kastamonu, Malatya, Ordu, Sivas ve Tokat’ta; Ardanuç muhacirleri Tokat, Amasya, Sivas’ta meskûndur. Batum, Acara ve Çürüksu muhacirleri Amasya, Düzce, Giresun, Ordu, Samsun, Sinop, Trabzon, Tokat, Bursa şehirlerinde yoğunluktadır. Ankara, Eskişehir, Hatay, Konya gibi şehirlerde de Batum ve havalisinden göç eden muhacirler yerleştirilmiştir.

1878 yılının Ağustos ayında başlayan muhacirlik önce büyük kafileler, daha sonra küçük gruplar ve bireysel göçler olmak üzere aralıksız olarak 40 yılı aşkın bir süre devam etmiştir. Batum ve havalisinden göç eden muhacirlerin sayısı tam olarak bilinmemektedir. Göç eden muhacirlerin sayılarına dair çeşitli yıllara ait veriler Osmanlı arşiv belgelerinde yer almaktadır. Muhacir ileri gelenlerinden gelen dilekçelere göre resmi göç süresinin bitimi olan 1882 yılının Mayıs ayına kadar bu bölgeden 120 bin kişi göç etmiştir. Resmi rakamlara göre Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında yaşanan göçler de eklendiğinde bölgeden göç edenlerin sayısı 150 bini bulmaktadır. Bazı kaynaklarda bu havaliden göç eden nüfusun sayısının daha fazla olduğu yazılıdır.

Muhacirlerin büyük çoğunluğunun göç ettikleri coğrafyadaki gibi dağlık, yüksek, suyu bol ve ormanlık arazilere yerleştirilmeleri kısa sürede iskân edildikleri yerlere uyum sağlamalarını kolaylaştırmıştır. Muhacir iskânıyla Anadolu’daki boş arazilerin açılarak işlenmemiş toprakların ekonomik değere dönüşmesi de sağlanmıştır. Batum muhacirleri kabiliyetleri ve yetenekleri sayesinde oturdukları yerlerde güzel köyler tesis etmişler ayrıca zirai sahada da yenilik ve inkişaf yapmışlardır.

Berlin Antlaşması Sonrasında Osmanlı-Rus Sınırını Gösteren Anadolu ve Kafkasya Haritası (Osmanlı Arşivi)

Batum ve havalisinden göç eden muhacirler Osmanlı Devleti’nin güvenliği açısından da önemli görevler üstlenmişler, ülkemizin vazgeçilmez unsurları oldukları gibi Anadolu ahalisi ile et ve tırnak gibi birbirinden ayrılmaz bir duruma gelmiştirler. Muhacirler arasından yetişen çok sayıda din ve devlet adamı hem Osmanlı Devleti’nde hem de Türkiye Cumhuriyeti’nde etkin rol alarak Türk siyasi, içtimai ve kültürel hayatında önemli yer tutmuşlardır.

93 Harbi sonrasında az sayıda muhacir, arazilerinin ziraata uygun olmaması nedeniyle geri dönmüştür. Birinci Dünya Savaşı esnasında (Kaça-Kaç dönemi) göç eden muhacirlerden büyük kısmı 1921 senesinde Türkiye-Sovyet sınırının kesinleşmesi ile göç ettikleri köylerinin Türkiye tarafında kalması üzerine Artvin ve civarındaki köylerine geri dönmüşlerdir.

Saha araştırmalarında Artvin ve Batum muhacirlerinin kurdukları köylerde yaşayan kişiler kendilerini değişik şekillerde ifade etmişlerdir. Örneğin bu muhacirler yerleştikleri bölgelerde kendi aralarında Gürcüce “bizimkiler” anlamına gelen “Çveneburi” kelimesini kullanmaktadırlar. Laz muhacirler ise kendilerine Lazca “Mohti” demektedirler. Bu tanımlamalar dışında muhacirler geldikleri vadi ve nahiyelere göre kendilerini Batumeli, Acareli, Çürüksuli, Livaneli, Maçahleli, Şavşi, Zegneli, Bertali, Murgulli, Borçheli, Çhalali, Maraditli gibi yer adlarıyla tanımlamaktadırlar. Yaptığımız arşiv araştırmalarında Batum ve Artvin muhacirlerinin başta Karadeniz ve Marmara bölgeleri olmak üzere 7 bölgede 39 ilde 700 farklı köy ve mahalde iskân edildikleri tespit edilmiştir. Bugün Türkiye sınırları içerisinde yer almayan Şam, Bağdat ve Selanik civarına da muhacir yerleştirildiğine dair belgelere rastlanılmıştır.  Arşiv belgelerinde bölgeden göç eden muhacirler  “din ve devlet uğrunda fedâ-yı cân ve mâl ederek hicret eden ahâli-yi sadıka”olarak gösterilmiştir.

Kaynakça
Devlet Arşivleri Başkanlığı Osmanlı Arşivi
BOA, HRT.h, 98/1.
BOA, İ.MMS, 58/2694.
BOA,Y.PRK.ASK, 20/56.
BOA, Y.PRK.EŞA, 21/87.
BOA,Y.EE, 58/24;
BOA, Y.PRK.UM, 1/38.

Kaynak Eserler
Ahmet Beyzade İsmail Şilyani (Kafkasya muhacirlerinden ve Gürcistan Hanedanından), Ziyaü’l Hüda Li Uli’l Neha, İstanbul 1314, s. 261-266.

1877-1878 Osmanlı-Rus Harbi, Kafkas Cephesi Harekâtı, C.2, Ankara 1985.

1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı Zaman Dizini, Genelkurmay Askeri Tarih ve Stratejik Etüt Başkanlığı, Ankara 2004.

ALLEN,  W.E./MURATOFF, Kafkas Harekâtı 1828-1921 Türk-Kafkas Sınırındaki Harplerin Tarihi, Genel Kurmay Basımevi, Ankara 1976.

Gazi Ahmed Muhtar Paşa, Anadolu’da Rus Muharebeleri, 1877-1878, Petek Yayınları, İstanbul 1985.

KASAP,  Murat, Osmanlı Arşiv Kayıtlarında 93 Harbi Batum Muhacirleri, Gürcistan Dostluk Derneği Yayınları, İstanbul 2018.

Laz Ahmed Tevfik (Büyük Hasanpaşazede), Sevgili Vatandaşlarım Lazlara Rica-yı Mahsusam ve Tarihten Şanlı İki Sahife, Sene 1334.

Mahmud Celaleddin Paşa, Mir’at-ı Hakikat, Hz. İsmet Miroğlu, İstanbul 1983.

STEFANOV, TT, “Rus ordularının 25 Ağustos 1878’de Batum’a Girişi”, Çev. Hüsamettin Yıldırım, Askeri Tarih Bülteni, Sayı.33, Ağustos 1992.

YILDIZTAŞ, Mümin, Osmanlı Arşiv Kayıtlarında Gürcistan ve Gürcüler, Gürcistan Dostluk Derneği Yayınları,  İstanbul 2012.

Son Gönderiler