Ana SayfaKarçal DergisiKarçal Dergisi Birinci SayıArtvin’de Son Yıllarda Meydana Gelen Doğal Afetler

Bunları da beğenebilirsin!

Artvin’de Son Yıllarda Meydana Gelen Doğal Afetler

Asena Çetinkaya

 

Afet Bir Gerçeğimiz
İnsanlığın oluşturduğu medeniyetin neticesinde gelişen kentsel ortamlar, teknolojinin de katkılarıyla artık doğal ortam koşullarına müdahale edebilir görünmektedir. Fakat tüm bu beşerî faaliyetleri bir kenara koyduğumuzda doğa olaylarının hala yaşamlarımızın bir parçası olduğunu net bir şekilde hissetmekteyiz. Öyle ki bugün geçimimizi sağlayan ekonomik kaynaklar, hayatlarımızı geçirdiğimiz yerleşim alanlarımız, dış dünya ile bağlantımızı sağlayan ulaşım sistemlerimiz, günlük faaliyetlerimizi gerçekleştirdiğimiz yaşam alanlarımız ve aldığımız nefese kadar en basit anlamda dahi doğayla bağlantılı hayatlar sürmekteyiz.

Doğa bizlerin destek kaynağı, hayatlarımızı şekillendiren ve belki de renklendiren yegâne unsurken beşerî ortamın doğa ile dengeli, sürdürülebilir şekilde var olması yerine kendi egemen ortamını var etmeye çalışması bir çatışma alanı yaratmaktadır. Bu çatışmanın, bulunduğu ortamın koşullarında doğa olaylarının, afet tehlikesinin riskini ortaya çıkardığı çok defa tecrübe edilmiştir.

Artvin’de meydana gelen doğal afetlerin dağılışı (2008)

Artvin’de bu afetler sıkça yaşanmaktadır. Bu hususta bölgenin iklim elemanlarının ve jeomorfolojik etmenlerinin göz önüne alınarak değerlendirilmesi ve afetlerin neden ve sonuç ilişkisinin ortaya koyulması gerekmektedir.

Yaşanan Doğal Afetlere Örnekler
Artvin genelinde afet boyutunda meydana gelen ve günlük yaşamlarımızı sekteye uğratan doğa olayları sıkça sel, taşkın ve heyelanlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Bölgede yaşanan sel ve taşkınlar özellikle kıyı bölgeleri olmak üzere Arhavi, Hopa ve Çoruh Havzası çevresinde olan Borçka, Yusufeli, Şavşat ilçelerinde yaşanırken, heyelan olaylarının Şavşat, Ardanuç, Hopa ve Arhavi ilçelerinde dağılım gösterdiği gözlenmektedir. Heyelanlara ek olarak Yusufeli, Ardanuç ve merkez ilçelerde başta olmak üzere il genelinde kaya düşmesi olayına rastlanmaktadır.

Daha önce yaşanan sel ve taşkınlar incelendiğinde neden olan başlatıcı faktörlerin meteorolojik kökenli olduğu bir diğer deyişle yağışlarla bağlantılı olarak meydana geldiği gözlenmektedir. Aşırı yağışların ve artan debinin bir doğa olayı rağmen afet boyutu kazanmasına etki eden faktörleri kabaca beşerî faktörler ve iklimsel faktörler olarak ayırabiliriz. Beşerî faktörler yanlış arazi kullanımı, akarsu yatağı üzerindeki hatalı müdahaleler, binalardaki mimari hatalar, inşaat konumu seçiminde yapılan hatalar, jeomorfolojik yapıyı bilinçsizce değiştirmek gibi faaliyetler sonucunda olumsuz etkilere neden olmaktadır. İklimsel faktörler, genellikle yağış miktarında değişime neden olmakta ve olumsuz etkilere bu yolla neden olmaktadır. Yağışların miktarında ciddi değişimler görülmezken yağış sürelerinin daralması ve uzun sürede düşmesi gereken yağışın kısa sürede meydana gelmesi sebebiyle yüzeyde sellenme ve taşkınlar görülmektedir.

27-28 Nisan 1990 / Ardanuç, Yusufeli, Şavşat
Kış mevsiminin ardından gelen uzun süreli cephesel yağışlar yüksek kesimlerde bulunan karların erimesine neden olarak kar sularının özellikle Ardanuç, Yusufeli ve Şavşat ilçelerinde taşkına neden olmasıyla sonuçlanmıştır. Taşkın neticesinde iki ev, bir değirmen ve 1541 metre uzunluğunda duvar yıkılmıştır.

24 Eylül 2009 / Şavşat, Borçka
Uzun süreli sağanak yağışlar şiddetli akışa neden olarak Tigrat deresi (Şavşat) ve çevresinde sel ve taşkın olaylarını beraberinde getirmiştir. 24 Eylül 2009 tarihinde yaşanan bu olayda bazı yerleşim yerleri çökmüş, Hopa-Artvin yolu tahribata uğrayarak geçici olarak ulaşıma kapatılmıştır. Maddi kayıpların yanı sıra bu afet neticesinde 5 kişi yaşamını yitirmiştir. Afet sonrası yapılan incelemeler dere ıslah çalışmaları amacıyla inşa edilen bentlerin hatalı hesaplandığını, dolayısıyla bentlerin gerisinde göletlerin oluşmasına ve ardından dayanamayan bentlerin hasar görerek sel sularını hızlandırıp şiddetinin artmasıyla hasarı arttığı gözlenmiştir.

22-24 Ağustos 2015 / Hopa, Arhavi
Şiddetli sağanak yağışların neticesinde 22 Ağustos 2015 tarihinde Arhavi ve Hopa ilçelerinde sel ve taşkın olayı meydana gelmiş ve bu afetin neticesinde 8 can kaybı yaşanmıştır. Şiddetli yağışlar sel ve taşkına neden olurken hassaslaşan zemin heyelanları da tetiklemiş ve çoğu konumda kütle hareketlerine neden olmuştur.

Sel suları istinat duvarlarından taşmış, yol ve yerleşim alanları kaplayarak alçakta bulunan alanlarda göllenmiştir. Göllenen taşkın suları Gürcistan ile yapılan sınır ticareti için Hopa sahil şeridinde park halinde bulunan nakliyat tırlarının iki metre kadar sular altında kalmasıyla ciddi maddi zarara neden olmuştur.

1 Eylül 2016 / Arhavi
Yağış koşullarında mevsimsel değişmelerin sonucunda şiddet ve sıklığında artış gösteren sonbahar yağışları Eylül ayında tezahür etmiş ve güçlü akış gösteren Kapisre deresinden taşan suların yolda ve yamaçlarda yarattığı tahribat neticesinde sel ve taşkın olayları yaşanırken yamaçlarda heyelanların meydana geldiği gözlenmiştir. Afet neticesinde yerleşim yerleri ve ticarethanelerin giriş katları kullanılamaz duruma gelmiştir. Yaşanan bu afette de akarsuyun yatak değişimine neden olan müdahaleler ve hatalı dere ıslah çalışmalarının etki ettiği gözlenmiştir.

28 Eylül 2019 / Arhavi, Hopa, Borçka
Gece boyu devam eden şiddetli yağışlar sonucunda Arhavi, Hopa ve Borçka’da dereler taşmış, taşkın sebebiyle yollar kapanmış ve heyelanlar meydana gelmiştir. İş ve yerleşim alanlarının zarar gördüğü bu olayda can kaybı yaşanmamış, heyelanlar sonucu kapanan yolların temizlenmesiyle kontrollü olarak köylere yardım ulaştırılmıştır.

22 Temmuz 2021 / Arhavi
Bu yörede sel ve taşkın afeti, üzerinden zaman geçmesine izin vermeden neredeyse her yıl tekrarlayan bir periyot halini almaktadır. Fakat 22 Temmuz tarihli bu sel, Arhavi’de meydana gelen diğer sellerden farklı bir yıkıcılıkla vuku bulmuştur. On yıllardır ayakta duran Cumhuriyet Mahallesi mevkiindeki asma köprü yıkılmış hatta ve hatta Kavak Köyü yolundan itibaren Kapisre deresi yolu ve beraberinde bulunan bina, kamelya gibi beşerî yapıları da yıkarak yatağını genişletmiştir. Bu genişletme esnasında trafo, elektrik direkleri ve su boruları ciddi hasar görmüş ve günlerce elektrik su temin edilememiştir.

Sabah saatlerinde başlayan yağış Kapisre deresinin su seviyesinde yükselmeye neden olmuş ve şiddetli bir akış özelliği göstermesiyle sonuçlanmıştır. Hopa meteoroloji istasyonunun 22.07.2021 tarihli sabah 06:00 verilerine göre Arhavi’ye 74 kilogram yağış düştüğü tespit edilmiştir.

Kapisre Deresinin Boğaziçi Mahallesi’ne İlerleyen Taşkın Suları, Arhavi

İlerleyen saatlerde yatak kapasitesini aşan Kapisre deresi görseldeki yolu ve kaya tahkimini tamamen yıkarak yatak alanını genişletmiş, dere yatağına paralel olan binalara kadar ilerlemiştir. Taşkın suları Kapisre deresinin geçtiği Boğaziçi Mahallesindeki binaların zemin ve giriş katlarına dolmuş, birçok ev ve dükkân ciddi hasar görmüştür. Arhavi’de 6, Murgul’da 9 kişi taşkın suları arasında mahsur kalmış ve AFAD ekipleri tarafından güvenli alanlara tahliye edilmiştir. Ne yazık ki bu süreçte Murgul’da bir vatandaşımız vefat etmiş, risk altında olan yerleşim alanlarındaki 466 kişinin ise botlar yardımıyla tahliyesi gerçekleştirilmiştir. AFAD’ın açıklamalarına göre ise 5 milyon tl yardım ödeneği ayırılmıştır. 22 Temmuzda meydana gelen bu afetin ardından 27-28 Temmuz tarihleri arasında meteoroloji genel müdürlüğünden sel karakteri taşıyan sağanak yağış uyarısı yapıldı. Tahmin modellerinin gösterdiği üzere bölgeye 250 kilogram yağış beklentisi belirtildi ve kısa sürede önlemler alınmaya başlandı. Fakat bu sefer alınan önlemler dere yatağını daraltmak yerine, Kapisre deresinin kendisine açtığı geniş yatağın yamaçlarına asgari şekilde doldurularak taş tahkimat kısa sürede yapılmıştır. Tehlikenin risklerini azaltmak amacıyla ek olarak Boğaziçi mahallesinin Kapisre deresi kıyısında ve iç kesimlerinde kalan alçak kottaki riskli bölgelerin tahliye ve iyileştirme çalışmaları üzerinde duruldu. İç kesimde kalan ve üzerine Pazar alanı kurulan kapalı kanal açık hale getirilerek suların sağlıklı akışı sağlanması amaçlandı ve düşük kotta bulunan alanlarda meydana gelebilecek taşkın önleme çalışmaları yapıldı. 28 Temmuz tarihinde beklenen sağanak yağış geldiğinde taşkın suları düşük kotta bulunan alanlara dolmuş fakat bu sefer artan debiyi ekstra hızlandıracak sınırlandırılmış yataklar genişletildiği için selin yıkıcı etkisinden geçici olarak kaçınılmıştır. Nitekim yağışlar beklenenin aksine 90,2 mm düşmüştür.

Arhavi Hacılar Mahallesi’nde dere ıslah amaçlı yapılan duvarlar

Durumu özetlemek gerekirse Arhavi’de meydana gelen bu sel ve taşkının afet niteliği kazanmasını yalnızca iklime bağlamanın hatalı bir gözlem olacağı açıkça ortadadır. İklim özellikleri gereği Artvin’in kıyı kesimlerindeki bu yağışlar bir doğal afet değil doğa olayıdır. İklim değişikliğinin etkileri tüm dünyada hissedilirken bize olan yansımasını ise yağışların mevsimsel kaymaları ve uzun sürede düşmesi gereken yağış miktarının kısa sürede etkinlik göstermesiyle hissetmekteyiz. Bu hususta iklim değişikliğine uyum sağlamak ve doğa ile bütünleşik yaşamamız artık kaçınılmaz bir durum almaktadır. Arhavi’de meydana gelen bu sel ise belki de bizlere yağışın hiç dinmediği bu coğrafyada son yıllarda artan yapılaşmanın, dere yatağına yapılan coğrafi parametrelerin varlığından uzak mühendislik müdahalelerinin, kot farkının dikkate alınmadığı imar planlarının ve yapılan hidroelektrik santralleri sonucunda derelere yapılan müdahalelerin getirdiği noktayı görmemizi sağlayacaktır. Kalıcı önlem doğa ve değişen iklim şartlarıyla uyumlu ekolojik yaşamdan geçmektedir.

Doğa Olayları Afete Dönüşmek Zorunda Değildir
Can ve mal kaybına sebep olan bu sel ve taşkın olaylarının nedeni olarak kabaca sonbahar yağışlarında meydana gelen artış ve şiddetli yağışlar olarak bahsedebiliriz. Fakat bu hususta unutulmaması gereken konu ise şiddetli yağışların her zaman tek başına afet yaratmayacağıdır. Ne kadar sıra dışı yağışlar yaşanmış olsa da hali hazırda dar ve yüksek vadiden akış gösteren akarsuların mühendislik müdahaleleri ve akarsu yatağının çevresinde ve hatta bazen yatağında gözlenen yapılaşmanın neden olduğu yanlış arazi kullanımı akarsuyun akış gösterdiği alanda daralma meydana gelmesine ve sularının yükseldiği dönemlerde mühendislik faaliyetleri sırasında yatağı için ayrılan alana sığmamasına neden olarak taşmasıyla sonuçlanmıştır. Öyle ki daraltılan yatak akarsuyu dar bir alana kanalize ederek debisini artırmakta ve keskin dönüşler oluşturması nedeniyle çarpma yamacında ciddi hasarlar meydana getirmesine neden olmaktadır.

Artvin’in yer şekilleri ve iklim özellikleri incelendiğinde sel, taşkın ve heyelanların yaşanması beklenmeyen olaylar değildir ve yağışlar bu bölgenin geçmişte de süre gelen özellikleri arasındadır. Fakat afetlerin sıklık ve şiddetinde meydana gelen bu artışın nedenlerinin araştırılması ve önlem alınması can kayıplarının önüne geçmek için yapılacak adımların başında gelmektedir.

Artvin’in konumu dolayısıyla sınır ili olması ve kıyı bölgelerden iç bölgelere geçişi sağlaması da ulaşım güzergahlarının önemini arttırmaktadır. Yaşanan afetlerin bir sonucu olarak ulaşımın aksaması ticaretin geçici durmasına ve bazen daha önce 2015 yılında yaşandığı gibi nakliyat araçlarının hasar görmesine neden olarak maddi zararlara da neden olmaktadır.

Son olarak belirtilmesi gereken bir diğer önemli nokta ise doğru arazi kullanımıdır. Toprağı nasıl kullandığımız ve üzerinde gerçekleştirdiğimiz faaliyetler çevremizde değişikliklere yol açmaktadır. Yamaçlarda ve yüksek alanlarda ormanlık alanların tahrip edilmesi veya tarım alanlarına dönüşmesi toprağın duraylılığını bir diğer ifadeyle stabilitesini etkilemektedir. Öyle ki Artvin ilinde sıkça tarımsal alanlarda rastladığımız çay bitkisinin kök yapısı kısa olması sebebiyle toprağı tutamamakta ve aşırı yağışların olduğu dönemlerde zemin örtüsünün tutunamayarak kaymasıyla sonuçlanmasına neden olmaktadır. Bu durumun bir diğer sebebi ilin jeolojik yapısı olsa da müdahale alanı dışında bir konu olması sebebiyle toprağın üzerine yük bindirmememiz gerektiği gerçeğini değiştirmeyecektir.

Bölge doğal yapısı gereği geçmişten beri yağışlı bir alan olmasına rağmen bu yağışların afete dönüşmesi insan müdahalesinin artışından itibaren gözlenmektedir. Burada yapılması gereken doğal ortama yapılacak müdahalelerin çevreye uyumlu bir şekilde sürdürülmesi ve konuyla ilgili uzmanların görüşlerine dayalı projeler üretilmesidir. Ancak bu şekilde Artvin geçmişte yaşadığı kayıpların gelecekte de meydana gelmesini önleyebilir.

Kaynakça
Çetinkaya, A. (2020). Hopa Çayı Havzası Uygulamalı Jeomorfoloji Etüdü. İstanbul: İstanbul Üniversitesi.

Çınaklı, M. (2008). Doğu Karadeniz Bölümü’nde Meydana Gelen Taşkınlar. Ankara: Ankara Üniversitesi.

Gökçe, O., Özden, Ş., & Demir, A. (2008). Türkiye’de Afetlerin Mekansal Ve İstatistiksel Dağılımı Afet Bilgileri Envanteri. Ankara: Bayındırlık Ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü.

https://www.afad.gov.tr/artvinde-meydana-gelen-yagislar-hakkinda

Son Gönderiler