Ana SayfaKarçal DergisiKarçal Dergisi Birinci SayıArtvin’in Kırsal Turizm Potansiyeli

Bunları da beğenebilirsin!

Artvin’in Kırsal Turizm Potansiyeli

Artvin’de kırsal turizmin gelişmesinde ulusal ve yerel dinamiklerin muhtemel rolleri ve yapılması gerekenler

LEMAN ALBAYRAK

 

Turizm genel olarak dinlenmek, hoş vakit geçirmek, yeni yerler, kültürler görmek amacıyla seyahate çıkan kişilerin yolculukları ve gittikleri yerde geçici süreyle konaklamalarına dayalı ilişkiler bütünüdür. Rekreasyon ise insanların yeme-içme, uyuma ve çalışma saatleri dışında kalan boş zamanlarında yaptıkları beden ve zihni dinlendirici faaliyetlerin genel adıdır. Turizm; ekonomik, sosyal, kültürel ve çevresel birçok olumlu ve olumsuz etkilere sahiptir. Fakat turizm günümüz dünyasında en çok istihdam yaratan sektörlerden biri olup etkisi en ücra yurt köşelerine kadar ulaşmaktadır.

Turizmin çeşitlendirilmesi ve yaygınlaştırılmasında yeni mekânların keşfi kadar, yeni aktivitelerin devreye sokulması da önemlidir. Artvin, taşıdığı turizm potansiyeli ile hem turistik mekânlardan biri olmaya adaydır hem de sayısız doğal ve kültürel unsurları ile turistik çeşitliliğe sahiptir. Dağlık bir topografyada ulaşımın güç, tarım topraklarının kıt ve sanayinin küçük ölçekli olduğu Artvin’in ekonomik yönden gelişmesinde turizm makul alternatiflerden biridir. 

Artvin’de hem doğal hem de beşeri çekiciliklerin aynı zamanda yöreye özgü olması konuyu daha önemli hale getirmektedir. Fiziki çevrede derin vadiler, art arda sıralanan tepeler, uçurumlar, kanyonlar, buzul gölleri, şelaleler, çağlayanlar, anıt ağaçlar, Otingo, Ilıca çermikleri; Şavşat’ın Peribacaları, Ardanuç’un Cehennem Deresi Kanyonu gibi jeolojik miraslar;  Arhavi’nin Ciha Tepesi, Murgul’un Deliklikaya Şelalesi gibi litolojik yapıdan kaynaklı farklı oluşumlar; Borçka’nın Maral Şelalesi, Arhavi’nin Mençuna Şelalesi, Kemalpaşa ve Hopa plajları, Çamburnu tabiatı koruma alanı bulunduğu ortama özgü doğal miraslardır. Bunlarla birlikte yaban hayatı en alçak köylerden yüksektekilere kadar gözlemlenebilir. Bu doğal güzelliklerle iç içe olan, yüzyılların kültürel birikimini yansıtan ve yamaçlara dağılan görkemli ahşap ve taş evler, tarihi yollar, camiler, çeşmeler, asma ve taş kemer köprüler, giyim kuşam, farklı dillerin konuşulması hem kültürel mirası, hem de manzara çekiciliğini bir arada sunar.

Artvin’in sahip olduğu bu potansiyel faydalı ve sağlıklı şekilde nasıl değerlendirilebilir?

Bunun için:

1. Artvin’in kırsal belleği taze tutulmalıdır.
Artvin, Türkiye’nin pek çok şehrine göre daha uzun süre yani yakın yıllara kadar dışa kapalı bir hayat sürmüş, tabiri caizse kendi yağıyla kavrulmuştur. Zorlu bir topografyada yaşamın idame ettirilmesi yöreye has kültürlerin gelişmesine vesile olmuştur. Kıyıdan iç kesimlere, vadilere ve buradan yüksek köylere kadar kültürel yapı değişmektedir. Örneğin Çoruh vadisinde yamaçları şekillendirip meyvecilik yapılmasıyla buraya has meyve üretim, muhafaza ve yeme içme kültürü oluşmuştur. Çevreden seçilip alınan malzemeler işçilikle bir ustanın elinde dönüştürülmüş, ormanla iç içe yaşayanlar kendi meskenlerini yaparken en uygun ağacı, taşı alıp taşımak için sade araçlar geliştirilmiş, akarsularda, Çoruh Nehri’nde kayıklarla yük ve insan taşınmıştır. Zorlu yaşam koşulları içinde türküler söylenmiş, imeceler ile iş yapılmıştır. Bu sayısız örnekler bir insan ömrü içinde gelişmiş değildir. Bu nedenle bu unsurlar tanıtılarak gelecek nesillere aktarılmalı,  günümüze uyarlanmalıdır.

2. Kültürel ekolojik miras kayıt altına alınmalı ve bunun sürdürülebilirliği sağlanmalıdır.
Yöre halkı, teknoloji ve sanayi ürünlerine ulaşamadığı dönemlerde yaşadığı ortamdan istifade etmiştir. Yaşamını kolaylaştırmak için çözümler üretmiştir. Ağaç kabuklarından halatlar, kovuk ağaçlardan kovanlar yapmıştır. Uzak mesafe gittikten sonra konaklamak, üzüm saklamak için bağ ambarlarını geliştirmiştir. Taşın oyulmasıyla gresta, topraktan pileki denilen pişirme kaplarını kullanmıştır. Vadinin, suyun yapısını göz önünde bulundurarak asma köprüler, taş kemer köprüler inşa etmiştir. Yaşadığı evler ise bulunduğu yerin iklimini, bitki türlerini, geçim şeklini, aile yapısını yansıtır. Öyle ki Arhavi’de taş göz dolma evler,  Hopa’da taş ve ahşabın birlikte kullanıldığı evler, Yusufeli’nde çardaklı, üç katlı taş evler, Murgul ve Borçka’da ahşap karkas tuğla dolgulu evler, Ardanuç ve Şavşat’ta köşklü ahşap evler birbirinden farklı yapıya sahiptir. İnsanın tabiatla mücadelesi, insanların dayanışma içinde olmasıyla gelişen bu kültürel yapıya dair bir izle karşılaşınca hafızamızda ardı ardına hatıralar çağrışır. Bir nevi yaşanılan ortam koşullarına uyum sağlanarak gelişen kadim bir yaşamın son örnekleri günümüze ulaşmıştır. Ayrıca modern denilen yaşamın çeşitli güçlükleri, insan sağlığını, beslenmesini riske atan durumlar karşısında köylerimiz, doğamız bir sığınak olmuş, köylü bilgisinin kıymeti idrak edilmiştir. Artvin’de neredeyse insan emeğinin olduğu her unsur kültürel yapının son temsilcileridir. Bunun sürdürülebilirliğinin sağlanmasında kırsal turizm bir vesile olabilir. Bir yöre insanının “Turistler gelince havamızın bu kadar kıymetli, bitkilerin nadir olduğunu anladık.” demesinde olduğu gibi sonradan farkındalığa mahal verilmemelidir.

3. İnsan ile tabiat arasındaki yüzlerce yıllık geçmişi olan denge korunmalıdır.
Turizm, yapısı gereği birçok alanla ilişkili olduğundan bütünsel olarak değerlendirilmeli, adımlar en başta sağlam temel üzerine atılmalıdır. Bu nedenle kırsal kalkınmanın besleneceği yerel ekonomi, kültür, sosyal ilişkiler, insan ve tabiata yönelik algılar, geçmişten günümüze yaşanan değişimler birlikte değerlendirilmelidir.

Buzul Gölleri, Yayla Evleri, Bitki Türleriyle Geçitli Köyü Yaylası, Ardanuç

4. Turizm planlaması iyi yapılmalı, bir yer öne çıkarılırken diğeri ihmal edilmemelidir.
Turizm faaliyetlerinin doğa ve kültürel yapıyla birlikte ele alınması sürdürülebilirliği destekleyecektir. Turizmde belli mekânlara, doğal ve kültürel unsurlara yoğunlaşılmaktadır. Bir destinasyonun turizme dâhil edilmesi farklı turistik çekiciliklere sahip yerleşim yerlerinin kenarda kalmasına neden olmaktadır. Bir ilçeye uğrayan bir tur otobüsü, burada konaklama, yeme içme ihtiyacını karşılayıp dönüşte bir diğer ilçeden sadece geçiş yapmaktadır. Turizmi köylerine çekmek isteyen, yerel değerlerinin farkında olan köyler bulunmaktadır. Bu yerler bu bağlamda öncelikle düşünülmelidir.

5. Hedef kitle öncelikle il içindeki ve özellikle il dışındaki Artvinliler olmalıdır.
Artvin’in bir destinasyon olarak öne çıkarılmasında öncelik, il dışındaki Artvinlilere verilmelidir. Onların turist olarak gelmeleri, arkadaş ve yakınlarına rehberlik ederek, tavsiyelerde bulunarak bir turizm elçisi olmaları ve nihayet girişimci olanların Artvin’e turizm yatırımı yapmaları sağlanmalı, bunun için çaba gösterilmelidir. Bu bağlamda Artvin dışında yaşayan Artvinlilerin kendi memleketleriyle işbirliği içinde hareket etmelidirler.

6. Büyük merkezlere uzaklık dezavantajı reklamlarla avantaja dönüştürülebilir.
Artvin’in Türkiye’nin kuzeydoğu ucunda olup kalabalık nüfuslu şehirlere uzakta bulunması ve il genelinde ulaşım ve mesafenin sınırlayıcı etkisinin turizme de yansıması muhtemeldir. Artvin’in gelişmiş büyük merkezlere uzaklığı bir dezavantaj olmakla birlikte bu merkezlerden olabildiğince uzağa gitmek ve tabiatla baş başa kalmak sloganı, orman terapisi gibi olgularla avantaja dönüştürülebilir.

7. Büyük inşaat yapılarında, çevreye azami duyarlılık talep edilmelidir.
Artvin’de yapılan 5 adet baraj nedeniyle Çoruh Vadisi üzerindeki kanyonlar, tarihi yollar, kırsal mimari örnekleri, köprüler, kümbetler, kadim yaşam izleri, bağlıklar, insan emeğiyle şekillendirilen yamaçlar, üzüm ambarları, şaraphaneler sular altında kalmıştır. Artık az sayıda kalan bütün tarihi, doğal ve kültürel miras tanınıp korunmalıdır. Milyonlarca yılda oluşan jeolojik miraslara geri dönüşümü olmayan etkilerden kaçınılmalıdır. Örneğin Çoruh Vadisi’ndeki kanyon vadi örnekleri, barajlar nedeniyle artık görülemeyecek olup ildeki bu özelliği Cehennem Deresi Kanyonu temsil edecektir. Ancak yan kanyon üzerinde yapılmakta olan cam terasın hemen yanında nispeten düz bir alan olan, kanyon derinliğini seyretme, adrenalin yaşama, fotoğraf çekme imkânı veren kayaçların üzeri tamamen taş ve betonla örtülmüş, etrafı taş duvarla çevrelenmiştir. Bu durum gelenlerin manzara seyretmesini engellemiş, etraftaki mağara ve oyukları görmeye yarayan geçiş sahası daralmıştır.

Cehennem Deresi Kanyon Vadisinin Üst ve İç Kesiminden Görünüm, 2018.

8. Başta arıcılık olmak üzere doğal ürünler öne çıkarılmalıdır.
Mevcut kırsal hayata ve geleneksel yapıya dahil pek çok faaliyet ve ürün turizm sektörüne entegre edilebilir. Böylelikle arıcılık, hayvancılık, yaylacılık, ekip biçme, son yıllarda gelişen tıbbi bitki yetiştiriciliği gibi mevcut ve yeni gelişecek ekonomik yapı birbirini destekleyecektir. Örneğin, Artvin’de geleneksel arıcılık olan karakovan ile bal üretimi, doğayı tanıma, onun yapısından istifade etme, ekolojik mücadele yöntemleri, arının ve komşunun bal hakkını düşünme gibi etik değerler, kovanı koruma yöntemleri gibi onlarca konu ayrıntılı araştırılıp kayda geçirilmeli, Artvin arıcılığı ve balı, her ilçe ve vadi bazında kendine has değerleriyle, yerel adlandırmalarıyla ulusal ve uluslararası boyutta tanıtılmalıdır.

9. Somut ve somut olmayan kültürel miras, müzeler ve sit alanları ile koruma altına alınmalıdır.
Zengin kültürel mirasa sahip olmasına rağmen artık unutulmaya yüz tutan, yöreye has somut ve somut olmayan kültürel değerler daha fazla kaybolmadan bir “kent müzesi”, “yerel ekolojik yaşam müzesi” oluşturulmalıdır. Bu müzeler yerel hayat tarzını anlama ve anlamlandırmaya, yaparak yaşayarak öğrenmeye olanak tanımalı, müzelerde yer alan unsurlar ziyaretçiler tarafından yorumlanıp deneyimlenebilmelidir. Bunu sağlayan ekomüzeler, doğa ve kültürel etkileşime odaklanır ve bunu canlandırmayı, kıymetlendirmeyi esas alır. Ekomüze, yerel alet edevatlar ile toplumun teknoloji düzeyini, icatlarını, geçmiş ve şimdi arasında bağ kurup geleceğe dönük öngörü geliştirmeyi sağlamaktadır.

10. Yörenin kadim tarım mirası koruma altına alınmalıdır.
Tarım mirası alanları olarak gördüğümüz bağlar, zeytinlikler, çeltik tarımı sahalarına, kırsal meskenlerin yoğun olduğu köylere geziler düzenlenmeli, bilimsel araştırma ve incelemeler yapılmalıdır. Böylece tanıma, koruma ve tanıtma süreci değerlendirilmelidir. Çeltik tarımı, geleneksel meyve ve meyve suyu üretimi güzergâh turizminde kültürel miras olarak değerlendirilebilir.

Yusufeli İlçesinin Yokuşlu Köyündeki Tarihi Ahşap Köprü Nadir Örneklerden Biridir.

11. Ekoturizm rotaları belirlenmeli, rehberlik eğitimleri ile Artvin’de yaşayan gençler bu sektör için hazırlanmalıdır.
Yerden yere değişen doğal ve kültürel çeşitlilik, ekolojik hassasiyeti olan doğal varlıklar, tarihi süreçler düşünüldüğünde ilçe bazında ekoturizm rotaları belirlenmelidir. Bulunan ve kaydedilen bu değerler görsel, yazılı, sosyal medya aracılığıyla farkındalık kazanma adına önce yerel halka tanıtılmalıdır. Genç nüfusa yönelik rehberlik, doğa turizmi, doğa sporları konusunda ufuk açıcı etkinlikler düzenlenmelidir. Ekolojik ortamı en iyi bilen, geçimini yaşadığı yerden sağlayan yerel halk mutlaka işin içinde olmalı ve kararları, öngörüleri dikkate alınmalıdır.

12. Macera turizmi, yaşlı dostu turizm, aile turizmi gibi kavramlar yöreye uyarlanmalıdır.
Turizmde “yaşlı dostu şehir” gibi çıkışlarla dikkat çekilebilir. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere yaşlı nüfus oranı artmaktadır. Birleşmiş Milletlere göre yaşlı nüfus, 60 yaş ve üstünde olanlardır. 3. yaş turizmi, yaşlı turizmi, ileri yaş turizmi olarak adlandırılan bu nüfus grubu, gittikleri yerde daha uzun süre kalıp daha sık seyahat edebilmektedir. Yaşlı nüfusun aktif ve sağlıklı yaşlanma sürecini desteklemek sağlıklı bir ortamda, temiz hava, su, topraklar içinde mümkündür. Turizmde yaşlı dostu yaklaşım sergilenmesi ve yörenin misafirperverlik kültürü ile bütünleştirilmesi önemlidir. Şavşat’ın cittaslow (sakinşehir) olmasıyla şehrimizin daha da kazandığı övgü ve kârın yanında başka bir ilçemizin turizme yönelik “yaşlı dostu şehir” unvanı kazanması da mümkündür.

Sonuç
Kalkınma çabası içinde olan fakat bunun için yeterli argümana sahip bulunmayan Artvin için turizm, istihdam yaratma ve kalkınmada bir araçtır. Yeni havaalanının yapılmasıyla büyük merkezlerden Artvin’e ulaşım daha da kolay olacağından Artvin’in turizmde önemi artabilir. Ancak doğal ve kültürel her bir unsur için koruma-kullanma dengesinde hassas davranılmalıdır. Özel girişimcilerin eski evlere sahip çıkıp yok olmalarına göz yummamaları önemlidir. Yörenin kültür ve doğasıyla uyumlu olmayan yapıların çoğalmaması için tedbirler alınıp yerel mimari korunmalı ve aykırı mimari engellenmelidir. Köyü köy yapan geleneksel evler dışında farklı kültür bölgelerinden esinlenilen yapılaşmadan kaçınılmalıdır. Şehirsel alanlarda görsel estetik düşünülüyor, kültür ve tarih bilinci önemseniyor ise yöre kimliği olan tarihi, geleneksel evler korunmalıdır. Bunlar yıkılarak yerel yapıyla ilgisi olmayan devasa binaların dizildiği gözlemlenmektedir. Bu nedenle yörenin mimari yapısına, hayat tarzına uygun planlamalar yapılarak uygulanmalıdır. Doğa ve kültürle iç içe olan bir hayat tarzının kırsal turizme entegre edilmesi için valilik, belediyeler, kaymakamlıklar, üniversite ve ilgili kurum ve kuruluşlar, ili iyi tanıyan ve bilen bilim insanlarından faydalanmalı, onlara yayın desteği vererek ilin tanıtımı için gerekli altyapıyı birlikte hazırlamalıdır.

Son Gönderiler