Ruhan Odabaş
Anı dedim de;
Deviskel Suyu’ndan Kasaphane’ye,
Opuca’dan Çxala Deresi’ne,
toprak yolları,
kaldırım taşlarını,
çıplak ayaklarımla hem de,
çocukluğumla, gençliğimle dolaştım adım adım
ve yaşadıklarımı,
yaşattıklarımı hiçbir yere sığdıramadım.
O küçük meyhanenin
anason kokulu akşamlarını,
arkadaş sohbetlerini, çıkarsız,
Süleyman ağabeyin
tek parça alabalığı yirmiye bölmesini
ve dilimizce anlatılan fıkraya
kadehlerimizin bile gülmesini
nasıl unuturum.