Ana SayfaKarçal DergisiKarçal Dergisi Birinci SayıDoğal ve Beşeri Güzellikleriyle Otingo Vadisi, Köyleri ve Yaylaları

Bunları da beğenebilirsin!

Doğal ve Beşeri Güzellikleriyle Otingo Vadisi, Köyleri ve Yaylaları

Soner Özçelik

 

Borçka ilçesinde bulunan Otingo Vadisi, Otingo Deresi’nin Çoruh Nehri’ne kavuştuğu yerden başlayıp 45 km boyunca uzanarak Karçal Dağları’nın eteklerine kadar ulaşır. Burası aynı zamanda orman üst sınırının bittiği ve bu vadiden Karçal Dağı istikametinde ilk yayla olan Bagini (Balcı) Köyü Yaylası’nın da bulunduğu yerdir. Devamında Adagül Köyü, Shvakhevi (Alaca) Köyü, Deviskeli (Kaynarca) Köyü, Klaskuri (Atanoğlu-Aralık) köyleri yaylaları ve hemen sırtı aşınca da Aravet (Arkaköy) ve Ebrika (İbrikli) köyleri halkının birlikte yaşadığı Beyazsu Yaylası vardır. Beyazsu Yaylası yüzünü Macahel Vadisi’ne dönmüştür. Sırtı döndüğünüzde kaynaktan çıkıp Macahel Vadisi’ne doğru süzülen suların taşlarla olan temasından dolayı beyaz bir görüntü oluşurdu, bu nedenle yayla ismini buradan almıştı. Ancak elektrik üretimi için suyun kaynağından alınarak daha aşağıya indirilmesiyle artık bu görüntüyü görme şansına sahip değiliz. Yaylacıların faydalanması için yapılan elektrik üretiminin daha aşağılarda gerçekleştirilmesi ve Beyazsu’nun eski görüntüsüne kavuşması gerekmektedir.

Deniz seviyesinden yaklaşık olarak 90 metre yükseklikte başlayıp 2000 metrelere kadar yükselen vadide flora ve fauna da oldukça çeşitlilik göstermektedir. Vadi köylerinden biri olan Bagini Köyü’nün anlamı pagan inancında tapınak, tanrılara kurban sunulan yer anlamına gelmesi vadinin çok eski bir yerleşim yeri olduğunu göstermektedir. Daha yakın dönemlere gidecek olursak ortaçağ mimarisinden kalma eserleri vadi boyunca görmemiz mümkündür. Bunlar, Banakna Kemer Köprüsü, Sanatis Kemer Köprüsü, Deviskeli Köprüsü (yıkılmış durumda), Buğaret Köprüsü, Bagin Manastır Kilisesi (Sadece kapının olduğu duvar kalmış) ve vadiye yüksek bir noktadan bakan Mamatsminda Şapeli’dir.

Otingo Kilisesi Kalıntısı (https/taoklarceti.home.blog/)

Vadinin 18. km sinde kuzey yönüne doğru başka bir havza yer alır. Her ne kadar ayrı bir havza gibi dursa da kültürüyle, bitki örtüsüyle ana vadiyle aynı özelliği taşıyan Deviskeli (Kaynarca) vadisidir burası. Bundan önce Shvakhevi sonrasında ise Bagini Köyü vardır. Otingo’nun sonunda Karçal dağının eteklerindeki alpin çayırlara serpilmiş öbek öbek yayla yerleşkeleri civar köylerle Otingo Vadisi halkını birbirine bağlamaktadır. Yöre halkının hayat tarzındaki alışkanlıklardan birisi olan yaylacılığın ana güzergâhı bu vadidir. Köylüler her yıl haziran ayının ortalarında yaylaya gider ve ağustos ayı ortalarından itibaren köylerine dönmeye başlardı. Köyde iş gücü fazla olmayan aileler fındıklarını toplamak ve köyde yetiştirdiği ekinlerinin hasatı için istemeyerek de olsa yayladan daha erken bir tarihte dönmek zorunda kalırlardı. Yayla, köylü halkın hayvanlarına iki aylığına dahi olsa daha iyi şartlarda bakabileceği bir yerdi. Çünkü köyde otlak az ancak hayvan sayısı fazla idi. Ama şimdilerde görüntü bundan çok uzak. Yaylalarda bulunan hayvan sayısı bundan 10-20 yıl önceye göre çok düşüktür hatta yok denecek kadar azdır. Yaylalarda eskiye göre insan sayısı da azalmıştır. Yaşlılar torunlarını yanlarında yaylaya götürürlerdi. Çocuklar yaşıtlarıyla oynar gençler ise yaylalar arası futbol turnuvası bile yapardı. Yıllar geçtikçe yaylalarda insan ve hayvan sayısı azaldı ancak yayla evleri bunun tam tersi olarak arttı. Zamanla yaylacılık artık geçim amaçlı bir etkinlik olmaktan çıktı ve yaylalar daha çok kısa süreli dinlenme ve zaman geçirme yeri haline geldi. 

Mamatsiminda Şapeli, Sonbahardan Görünüm (T. Gökdemir)

Otingo Vadisi doğal yaşlı orman ekosistemine sahiptir.  Vadi ormanlarında bozayı, vaşak, yaban domuzu, kurt gibi yaban hayvanları yanında birçok sürüngen ve kuş çeşidi, derelerinde ise kırmızı benekli alabalık yaşar. Otingo Vadisi’nde, özelliklede Bagini Köyü’nde arıcılık ve bal üretimi oldukça yaygındır. Bugün pek çok yerde görülmeyen “karakovan” balı burada meşhurdur. Sanırım köylere yeni isimler verilirken Bagini Köyü’ne “Balcı” denmesinin de en büyük nedeni bu köyde yaygın olarak üretilen balın kalitesi ve lezzetidir. Anıt ağaç ve anıt orman özelliğindeki alanlar, aynı zamanda bal arıları için müthiş bir mera, böylesi bir yaşam kaynağında değil birkaç köy, bir ilçe beslenir.

Otingo vadisinde geçmişten beri yaşayan doğal varlıklara, geleneksel geçim şekillerine rağmen bu vadide çok uzun bir dönem ormancılık faaliyetleri yapılmıştır. 1957 yılında Bagini Köyü’nün biraz daha yukarısında, Çermik bölgesinde başlayan ağaç kesimleri 2010 yılına kadar Otingo Vadisi’nin her bir yerine maalesef çok büyük zararlar vermiştir. Sadece 70’li yıllara doğru bir kooperatifçilik yöntemi uygulanarak vadi halkı orman kaynağından eşit bir kalkınma sağlamışken, sonraki yıllarda bu kalkınma sistemi bilinçli bir şekilde bozulmuş ve orman kesimi kötü uygulamalarla devam etmiştir. 2010 yılında vadideki orman kesimleri yasaklansa da bu defa başka bir sorun vadiyi rahatsız etmeye başlamıştır. Bu sorun ne yazık ki boru tipi HES projesidir. Ormanın yasaklanmasıyla iş imkânı bulamayan vadi halkı bu projeye direnmemiştir bile. Karçal’dan doğan Otingo’nun berrak suyu 49 yıllığına bir firmaya kiralanmıştır ve Bagini Köyü’nden sonra Otingo Deresi neredeyse hiç akmamaktadır. Otingo Deresi gerçek yatağı olan Otingo Vadisi’inden tünel ile İrsa (Erenler) Köyü’ne ve oradan da Çoruh Vadisi’ndeki baraj gölüne akıyor şimdi. Kurak dönemlerde Borçka ilçesindeki Aksu Mahallesi, suyun kesilmesinden dolayı sinek ve kötü koku gibi sorunlarla karşı karşıya kalmıştır. İlk yıllarda uygulanan yanlış ormancılık faaliyetlerinden sonra doğa ile uyumlu olmayan enerji projeleriyle doğal sistemi zedelenen Otingo Vadisi’nde bugünlerde daha büyük bir sorun vardır; madencilik. Ne yazık ki yaşlı doğal ormanların içinde köstebek deliği gibi her yan gelişigüzel deşilmiş ve sondaj çalışmaları yürütülmüştür. Durum tersine dönmezse geri dönüşü olmayan yıkımlara hep birlikte tanık olacağız.

Dallara Yerleştirilen Karakovan Petekleri (otingoorganic.com)

İnsanın doğaya uyumsuz davranışlarıyla bozulan dengenin sonuçlarını çok yönlü olarak görüp yaşamaya başladık. Bu nedenle doğaya ve insanlığa yıkım getirecek her türden faaliyete karşı durmak gerekir. Ben de yaylacılık yaptığım dönemlerde bu vadiyi neredeyse boylu boyuna sığır sürüleriyle aşardım, Tanakhro sırtını karanlıkta aşar Naznaraya inerdik ve sabahın ilk ışıkları Değirmendere’de karşılardı bizi. Kurdidi şelalesinden çıkan buharları soluyorduk geçerken, şimdi sular o zamanda olduğu gibi akmıyor ne yazık ki. Ne yerel mimarimizi ne de kültürel değerlerimizi yeterince iyi koruyamadık. Neyse ki hala vadinin derinliklerinde inceden akordeon sesi ve yayla türküleri çınlamakta. Orman kendini yeniliyor şimdilik, ormanı korumak zorundayız. Bunu arılarla, ayılarla ve sürülerimizle yapabiliriz.

Banakna Köprüsü (Soner Kara)

Gerek Karçal Dağı gerekse Otingo vadisi muhteşem güzellikleriyle alternatif doğa yürüyüşü potansiyeline sahiptir. Bunlar doğru bir şekilde açığa çıkarılırsa iyi sonuçlar elde edebiliriz. Turizm doğaya uyumlu bir tarzda yapılmazsa madencilikten daha yıkıcı sonuçlar yaratabilir. Yol inşa etmek, hele de 2500 metre rakımlı yükseklikte, bu kesinlikle çok tehlikeli bir durumdur. Bu tür girişimler hem şehir trafiğini dağlara taşımanın hem de madenciliğin önünü açan bir girişimdir. Ekosisiteme verdiği zararı az çok tahmin ediyorsunuzdur zaten. Her yere yol çıkarmanın doğa turizmine bir faydası yoktur aksine onu olumsuz yönde etkiler. Eğer illa bir yol çalışması yapılması gerekiyorsa bu muhakkak ki yaylalara ulaşımın sağlandığı ana yolların düzeltilmesi ve düzenlenmesi olmalıdır.

Shvakhevi (Alaca) Köyü Yaylası Tarafından Karçal’ın Görünümü (T. Gökdemir)

Bazı olumsuzluklar bulunmasına rağmen Otingo Vadisi yöre için büyük önem taşımaktadır. Vadinin iki yakası yamaçlarındaki köylerde ekonomik-kültürel yaşam halen daha canlılığını korumakta. Her ne kadar kış mevsiminde köyler biraz daha tenhalaşsa bile insanlar gerek bayramlarda gerekse de yaz aylarında köylerini boş bırakmamaktadırlar. Borçka’dan bu vadi istikameti ile Karçal Dağı’na ve eteklerindeki yaylalara gidecek olanlar yeşile doyacaklardır. Her ne kadar bir kısmı tahrip edilmiş yıkılmış olsa da tarihi köprüler, kiliseler görebileceksiniz. Bagini Köyü’nün hemen üstünden başlayıp eskiden Otingo Çermiği’nin bulunduğu alana kadar gördüğünüz kocaman ağaçların dallarına yerleştirilmiş karakovan peteklerine gözleriniz takılabilir. Eskiden Otingo Çermiği’nin bulunduğu yer diyorum çünkü ne yazık ki Gürcü Kraliçesi Tamar zamanında açığa çıkarıldığına inanılan çermik yaşanılan selde yıkılmıştır. Otingo Vadisi’nin bittiği ve alpin çayırların başladığı yerde ilk olarak Bagini Yaylası görülür. Burada yaşayan Emrullah dede, halkın tabiriyle Emro usta, akordeonunun körüğünden yaydığı halk türküleri ve halkoyunları ezgileri ile karşılar sizi; Atabarı, Cilveloy, Düz Horon… Yaylalarda yaşayan yerel halk kimseye yabancı olduğunu hissettirmez ve en doğal halleriyle size kültürlerini tanıma ve yaşama fırsatı verir. Beyazsu Yaylası’ndan Masklavi (Yıldız) Buzul Gölüne gidilir, eğer hava açıksa bu yol üzerinden Batum şehir merkezi bile görülebilir. Tabi ki zirve tutkunları Karçal Dağları ana zirveye yine buradan tırmanabilir. Zirveden ise Şavşat, Artvin yaylaları, yine Batum merkezi ve hatta Elbruz Dağını görme fırsatını bulur.

Henüz geç değil, bu vadiye ve Karçal’a borcumuzu ödemenin bir yolu varsa o da Dağı da Vadiyi de korumak için elimizden geleni yapmaktır. Zira sırtımızı Karçal’a yaslamanın bir bedeli var…

Son Gönderiler